ASSOS'TA BİR CENNET: EREN KONUKEVİ!!! İNSAN HEP ORADA OLMAK İSTER...

Yazın bitmesine, okulun açılmasına, İstanbul'un keşmekeşine kaç gün kaldı? Kalan bu kısa zamanı en optimum şekilde değerlendirmek gerek.
Geçtiğimiz haftasonu sevgili eşimle İstanbul'dan kaçtık, Ayvacık'a doğru, iyiki yapmışız, ful enerji döndüm İstanbul'a...
Anlatacağım yer Eren Konukevi, 30 yıllık lise arkadaşım Altuğ, eşi Sinem ve tatlı mı tatlı bebişleri Mira, kocaman bir köy olan İstanbul'u arkalarında bırakıp, bu doğa harikası yere yerleşmişler.
Sabahın ilk ışıkları ile yola çıkıyoruz, yolumuz uzun, İstanbul'dan 5-5,5 saat sürüyor. Sadecede 2 günümüz var, hiçbir dakikasını boşa harcamak istemiyoruz.
Altuğ bize Yalova - Bursa - Çanakkale - Ezine yolundan gelmemizi önerdi, önce bu güzergahtan gideriz diye yola çıktık ancak bildiğin yol en kısa yoldur diyerek Edremit, Altınoluk yolundan oraya vardık. Bu yol biraz kalabalık ve her bir kilometrede trafik ışığı var, meşakatli, o sebeble dönüşümüzü Çanakkale - Bandırma üzerinden yaptık. Dönerken yoldan yumruk büyüklüğünde harika tatlı kavunlar aldık :) Bir taşla iki kuş!!!

Sonunda keşmekeşten çıkmış ve  Bektaş Köyüne, tamda aradığımız yere varmıştık, Eren Konukevi. Kapıdan girer girmez yemyeşil ve rengarenk bir bahçe karşılıyor bizi, beyazlar, pembeler, maviler göz kırpıyor.


Havuza, denize  ve bu rengarenk dünyaya bakan odamıza yerleştik. Odalar yepyeni, bembeyaz ve mis gibi, bir kekik kokusu kaplıyor içinizi... Ne bir eksik var ne bir fazla, herşey olması gerektiği kadar, en güzelide televizyon yok...Odalar kübik ve hepsi havuz ile denize bakan büyük pencerelere sahip. Kahvaltılar, evin önünde denize bakan masalarda alınıyor, Sinem'in ellerine sağlık, ev yapımı dut reçelinden, lezzetli omletlere herşey doğal ve dalından.









   Yüzümde yayılmış olan geniş gülümsemeye bakar mısınız :)

 

Artık odamıza yerleştiğimize göre, biran önce bu masmavi, tertemiz ve berrak denizle buluşma vakti geldi. Hemen mayolarımızı giyip atıyoruz kendimizi sahile. Eren Konukevi'nin restaurantı sahilde... Çiçeklerle donatılmış,şirin mi şirin bir beach-kafe... Yemekler, sevgili Sinem'in annesinin elinden...Tam anne eli değmiş dediğimiz tatta... Altuğ'un da içki lezzetlerini unutmamalı....



Denizin güzelliğini anlatmayayım, göstereyim dedim :) 


 





Akşam balık, rakı keyfi yapmadan olmaz. Yediğimiz deniz levreğini hızlıca mideye indirdiğimiz için maalesef resmedemedim :(





Muhabbetin tam dibine vurduğumuz gece için, Altuğ'cum sana ve ailene en içten sevgilerimle...

Hemen gidilmesi ve kalınması gereken listenize alınası biryer. Okumakla olmaz, yaşanır!!!

Yorumlar

Popüler Yayınlar